“Kanuni Sultan Süleyman zamanında en önemli iş olarak ve Defter-i Hakani kâtiplerinin yazdıkları askeriye ve nüfus defterlerinin resmen ve dosdoğru olarak yazılması gerçekleştirilmiştir.
“Sultan Süleyman’ın “KANUNİ” lâkap ve sıfatını almasına, şüphesiz ki o zamana kadar yavaş yavaş ortaya çıkan hukuki, idari, mali, askeri ve sâir mevzuatın islâh edilerek en mütekâmil bir şekilde kavuşması, devlet ve cemiyet hayatının düzeni dolayısıyla bu kanun ve nizamların halkın vicdanına mal olması en önemli sebep olmuştur.”
“Sultan Süleyman, Kanüni lakabını taşıyan tek padişahtır. Bu lakap Ona, Kanunname şeklinde bir “CODİFİCATİON (Kanun Derleme)” işini saltanat sırasında gerçekleştirmiş olmasından dolayı verilmiştir.”
“Süleyman, kâfirlere meydan okuyor. Gemi tezgâhlarında demir çekiçlerin gürültüsü, genç sultanın gaza istediğini ilân eder ve çok geçmeden Osmanlıların kahhar gürzünün yine ortalığı ezeceğini, hem de bu sefer denizler üzerinde gürleyeceğini anlatırdı.”
“Kanuni Sultan Süleyman, 1526 seferinde ekilmiş tarlalara zarar verenlerin idamla cezalandırılacağını ilân etti ve suçluları böyle cezalandırdı.”
Şimdi savaşta bile ekili tarlalara zarar verenleri idam eden bir sistemin ve rejimin hükümdarının devletin halkının mutluluk garantisini düşününüz. Bugün en büyük ve en âcil ihtiyacımız bu değil midir?
“ALLAH ALLAH?” diyelüm Sancak-ı Şahı çekelim,
Yürüyüp her yaneden Şark’a sipahi çekelüm,
İki yirden kuşanalum yine gayret kuşağın
Bulaşıp toz ile toprağa bu râhı çekelüm.”
Bugün Allah aşkıyla vatan uğrunda toz ve toprağa karışmak, vatanla kanını ve canını bütünleştirmek haykırışı yapabilen bir devlet büyüğü var mı? Varsa bugünkü paramızın düştüğü durumu ve bunca rantçılıklar nedir?
“Kanuni, Kanuni Şairi olan Bâki’nin tabiriyle “hem gazi ve hem de şehit” olan büyük hükümdarımızdı. Almanya, Rusya, Polonya, Venedik ve Fas gibi en önemli devletlerden bile yıllık vergi alan bir Kanuni Türkiye’sinin hükümdarı idi. İhtişam bakımından da bütün Türk tarihinde; ne evvelinde, ne sonrasında asla geçilemedi. Cenâb-ı Hak, böylesine bir şevketi, hiçbir asırda Türk’e nasip etmedi. 25 milyon kilometre kare üzerine yayılan ve ayrıca milyonlarca kilometrekarelik ülkeler üzerinde nüfus kuran Sultan Süleyman Türkiye’si, Avrupa tarihinde, medeniyetinde, kültüründe, bütün tarihin akışında, günümüze kadar silinemez izler bıraktı; yepyeni dengeler oluşturdu. Daha Kanuni’nin hayatında, ondan ve onun devletinden bahseden yüzlerce kitap Avrupa’da yayınlandı.
1529 yılında Türkiye’yi konu alan, Avrupa’da o yıl içinde basılmış kitap sayısı 56’dır. Bu sayı 1532 yılı için 76, 1535’te 59, 1542’de 71’dir. (Gönner, Die Europaische Türkendrucke des 16. Jahrhunderts, i: 1501-1550, Bükreş 1961?de bu kitaplar teker teker gösterilmiştir)”
Bundan sonra Kanuni hakkında yazılan yerli ve yabancı eserler ve makaleler sayılamayacak kadar çok olmuştur.
“Kanuni Sultân Süleyman döneminde Trabzon‘da 16 (on altı) Trabzon Valisinin görev yaptığı belirlenmiştir.”
Benim tespitlerime göre Kanuni dönemindeki Trabzon valilerinin sayısı 26 (yirmi altı) dır. Mükerrerleri de sayarsak 29’dur.’